14 Mart 2022 Pazartesi

GALEK FATMA ve ADÖV AYŞE’nin yaşam öyküleriyle KADINLAR GÜNÜNÜZ kutlu olsun / Hakkı Hakan Tok


 

GALEK FATMA ve ADÖV AYŞE’nin yaşam öyküleriyle KADINLAR GÜNÜNÜZ kutlu olsun / Hakkı Hakan Tok

FATMA KARADENİZ (GALEK FATMA): (1868-1964)

Galek Fatma’nin Sığma’ya gelişiyle ilgili iki türlü iddia vardır. Birinci iddia, Galek Fatma’nın henüz 13 yaşları civarında Sığmalı Hacı İsmailoğlu’nun Hac ziyaretinden dönerken yanında çalıştırılmak üzere Arabistan’dan getirildiğidir. Diğer iddia ise yıllarca Galek Fatma ile dip dibe komşuluk yapan ve aileyi de yakından tanıyan Sığma Belediyesi’nden emekli içme suyu memuru Ahmet Eren’in anlatımında saklıdır.Ahmet Eren’e göre Galek Fatma’nın değil, annesinin Arabistan’dan getirildiği ve annesinin Sığma’da evlendikten sonra Galek Fatma’nın burada doğduğudur.

Sonuçta Galek Fatma yani Fatma Karadeniz Arap kökenli olup, Arabistan’dan gelmiştir. 1868 doğumludur. Fatma Karadeniz çok esmer değildi ama yine de Sığmalılara göre daha araptı. Kızı Feriş ise daha koyuydu.

Fatma Karadeniz iri, acar, becerikli, yardımsever, cesur ve kuvvetliydi. Çok dürüst olarak tanınırdı. 1.70 boylarında güleç yüzlü, yerine göre sakin, yerine göre ise öfkeli olabilen bir kişiliğe sahipti. Ama hemen hemen tüm köylüleri onu severdi. Aslında tam bir Osmanlı kadınıydı.

Fatma Karadeniz önce Sığmalı Mehmed Efendi ile evlendi. Bir süre sonra eşinin ölümü ile birlikte bu sefer 1932 yılında Koca Durmuş’la hayatını birleştirdi. Galek Fatma’nın iki çocuğu oldu. Önce kızı Feriş ve sonra da oğlu Yusuf dünyaya geldi.

Oğlu ne yazık ki erken denecek bir yaşta hayata gözlerini yummuştu. Daha 18 yaşında vefat etmişti Yusuf. Yusuf’un sesinin çok güzel olduğu söylenirdi köyde. Pamuk toplarken, çapa yaparken hep türkü çığırırdı.

Kızı Feriş ise Burdur Tefenlili biriyle evliydi. Süleyman Aslan. Tefenli Süleyman derlerdi ona. O da çapaya giderdi. Feriş eli terziliğe epeyce yatkındı. Köydeki kadınların çoğu kıyafetini o dikerdi. Fakat çocukları olmamıştı. Bu sebepten dolayı Babadağ’dan bir kızı besleme olarak aldı. Kızın ismi Gülten idi. Gülten köyden zabıta memuru Mustafa Yavuz’la evlendi. Bu evlilikten Feriş isimli bir kızları dünyaya geldi. Feriş evlilik çağına gelince Duacalı kasabasından Bayram Acar’la hayatını birleştirdi. Halen Sığma’da hemen köyün girişinde yolun solunda bulunan bir evde yaşamaya devam etmektedirler.

Büyük Feriş ise yani Galek Fatma ninenin kızı Feriş, 1958 yılı mayıs ayında kara toprağa girdi. Feriş vefat edince de kocası Süleyman, Sığma’yı terkedip memleketi olan Tefenli’ye döndü.

Fatma Karadeniz 25 Temmuz 1919’da halka nasihat vermek için Sarayköy’de bulunan İngiliz heyetini kasabadan kovan mücahit kadınlar arasında yer alarak ismini kurtuluş savaşı tarihine yazdırdı. Bunun yanında çorak toprağı kazanlarda kaynatıp, barut haline getirerek de milli mücadeleye katkıda bulundu. Deve sırtında cepheye erzak ve cephane taşıdı. Kadın başına tek tek köyleri dolaşarak halktan topladığı semer, çuval, saman, arpa ve nal gibi önemli ve gerekli malzemeleri askerlere ulaştırmayı görev edindi.

İstiklal savaşı bittikten ve vatanımız huzura kavuştuktan sonra kendisine ait bir bahçe içinde marul, soğan, pırasa gibi sebzeler yetiştirerek Sarayköy pazarına satmaya gittiği biliniyor. Efe Meydanı’ndan belediyeye giden yol üzerinde Şekerci Ali Soykan’ın dükkanının önünde sebze tezgahı açan Fatma nine, geçimini buradan karşılardı. O zamanlar Sarayköy pazarı o cadde ve civarında kuruluyormuş. Hatta anlatıldığına göre zamanın Sarayköy kaymakamı, artık adı neyse, tezgaha yanaşıp Fatma nineye seslenerek, ‘’Fatma teyze bana arap sucuğu yapar mısın’’ demiş. O da esprili bir şekilde kaymakama cevap vermiş. ‘’Sen Kaymakam Konağı’nı benim üzerime yap. Ben de sana arap sucuğu yapayım.‘’ Aslında ne onun sucuk yapacağı vardır, ne de ötekinin konağı ninenin üzerine yapacağı.

Fatma ninenin deveciliği de çok ünlüdür. Tam bir deve sevdalısıymış. Zamanın çok iyi develerinden birine sahipmiş. O deveyle Ege’nin pek çok yerinde yapılan güreşlere katılmış kadın haliyle. Zaten o yıllarda Sığma’da da deve güreşleri düzenlenirmiş. 1950-1960 yılları arasında Sarayköy Yıldıztepe mevkiinde yapılan deve güreşlerine katılan bu deve Sarayköylüler tarafından ‘’ Garının Tülüsü ‘’ olarak anılırmış. Aile o deveye o kadar bağlıymış ki, Galek Fatma’nın kızı Feriş 1958 yılında kalp krizinden öldüğünde deve günlerce onun arkasından ağlamıştı. Bu olay köylülerce hayretle karşılanmıştı. Daha sonra aile deveyi satmaya karar vermiş. Köylülerden Musa Şan, Hamdi Şanlısoy, Yusuf Akkaya ve şimdi ismi hatırlanmayan başka bir kişi, 4 ortak olarak devenin yeni sahibi olmuşlardır.

Çok güzel yemek yaptığı da bilinir Fatma Karadeniz’in. Sığma’da yapılan düğünlerdeki yemeklerin çoğunda Fatma ninenin payı varmış. O kadar beğenilirmiş ki yaptığı yemekler, zaman zaman köy dışına da yemek yapmaya gidermiş.

Fatma nine 1964 yılında hayata gözlerini yumdu. 96 yaşındaydı. Ölürken verdiği son nefesinde ise yanında besleme torunu Gülten Yavuz, komşuları ve köylüleri vardı.

Ninemize ait mezar ise maalesef 1990’lerin sonuna doğru yapılan mezar genişletme ve düzenleme çalışmaları arasında kayboldu gitti.

Allah Rahmet Eylesin..

Bu bilgileri aldığım Sığma kasabasının emekli zabıtalarından olan ve onunla yıllarca dip dibe komşuluk yapan 1947 doğumlu Ahmet Eren’e, ailenin küçük Feriş’inin kocası Bayram Acar’a çok teşekkür ederim.

AYŞE HANCI (ADÖV AYŞE): (1898-1954)

Ayşe Hancı ya da daha bilinen şekliyle Adöv Ayşe 1898'te Sarayköy'de doğdu. Millî Mücadelede yararlılık gösteren Türk kadınlarından sadece birisidir. Ege bölgesinde Yunan işgalinin yayıldığı bir dönemde, işgale direnmemeyi ve Rumlarla iyi geçinmeyi öğüt vermek üzere 25 Temmuz 1919 günü Sarayköy'e gelen İngiliz Nasihat Heyeti'ne karşı sert çıkışı ile ün kazanmıştır.

İstasyonda gerçekleşen görüşmeler esnasında kadınlar arasından çıkan Adöv Ayşe heyetin üzerine yürüyerek şunları söylemiştir. "Efendiler sizde insaf yok mu, nedir bu yaptığınız? Bu ümmet-i Muhammed'e acımıyor musunuz? Bu kudurmuşları bizim üzerimize neden gönderiyorsunuz? Gelecekleri varsa görecekleri vardır ...” Daha sonra da cephede mermi taşıyarak milli mücadeleye katkıda bulunan Adöv Ayşe, 6 Mayıs 1954 tarihinde Sarayköy'de vefat etmiştir. Kabri Sarayköy’deki küçük mezarlıkta bulunmaktadır.

KAYNAK: Hakkı Hakan TOK - “DÜNYADAKİ SARAYKÖYLÜLER” Facebook Grubu

Hiç yorum yok: